29 Ocak 2014 Çarşamba

Aşk acısından özgürlüğe giden yolda gözyaşları yol arkadaşıdır...



Birisini seversin, kavuşamazsın, üzülürsün, özlersin, her an azap olur....falan filan....

Birisini özlemek alışkanlık olur. Özlediğin sürece sevgi var sanırsın. Sevgin özlemle beslenir, can bulur.

Sonra bir an gelir o özlemin yerini öfke alır.

Sevmez olursun.

O'nu her düşündüğünde özlem ve sevgi dalgası yükselir gibi olursa da hemen ardından hepsini bastıran bir duygu olur öfke....

Tam olarak anlamlandıramadığın bir şekilde öfke dolar içine.

Dah sonra da başka bir an gelir.

Bir bakarsın O'nu düşünmez, özlemez olmuşsun.

Günler geçmiş ve daha önceleri 24/7 düşündüğün O kişiyi adeta aklına bile getirmez olmuşsun.

Nasıl güzel bir rahatlamadır o!

Ve ardından gelen en güzel safha: Tamamen nötr olma ve hç bir duygu hissetmeme dönemi.

Bugün bu kadar anlamsız gelen O kişiyi nasıl olup da sevebildiğine, fiziken ya da ruhen kul köle olabildiğine
şaşıp kalırısn.

İşte o an: Özgürlük anıdır....yeni ufuklara yelken açma zamanıdır!

:)

Not: Aşk acısı çeken bütün kızlara.....






Yaşama yeniden tutunmak...


Hani bitmişti ya...tükenmişti...hayatın anlamı, yaşamanın gereği, tutunacak bir dal kalmamıştı.... ne oldu?

İşte tam da o noktadayken....tam da herşeyden vazgeçmişken geldi O.

Hayatıma yepyeni bir anlam kattı....hiç bilmediğim ve hatta hayal dahi edemeyeceğim duygular yaşattı bana.

Kara bir deliğe döndü sandığım kalbime yepyeni bir ışık oldu...sımsıcak bir sevgi seli oldu ve beni doludizgin aşık etti kendine...salya sümük ağlatarak ilk günden.....ama mutluluktan.....çılgıncasına mutluluktan!
Sonra da en sıcak tebessümlerimin, en içten kahkahalarımın nedeni oldu O.

Hep bir kızım olsun isterken koşa koşa girdi hayatıma ve tam orta yerde kendine bir taht kurup, pişkin pişkin kuruluverdi küçük bey!

Dört ayaklı bir pamuk yumağı kılığna girmiş bir melek olduğuna yürekten inandığım canım oğlum... Hippie!

Seni seviyorum.....