06.05.2012 Pazar
Aslında bugün Hıdırellezle ilgili birşeyler yazmak istiyordum ama aklıma gelen düşünceler birbirinin üstüne binip yine arapsaçına dönünce, eski yazılarımdan birini paylaşayım dedim. Hıdırellez dilek tutmak, istekleri ve beklentileri sıralamakla ilgili olduğuna göre ben de beklentilerle ilgili eski bir yazımı buldum.... Pek çok insanın içinden geçen ama yüksek sesle dışa vuramadığı duygularını dile getirdiğini düşündüğüm bir yazı.....
İyi Pazarlar hepinize:)
ALL IN ONE 19.02.09
Günümüzde kahvenin bile üçü bir arada olanı çıktı da
sevgilinin neden hepsi bir arada olanı yok hala?
Maceracı, eğlendirici, ağırbaşlı, sevecen, şefkatli, ateşli,
kanka, abi, baba, sevgili…. Hepsini bir arada barındıran bir kişiliğe henüz
rastlamadım.
Ama bunun tam tersi benden bekleniyor . Ağırbaşlı, sevecen,
şefkatli, ateşli, maceracı, eğlendirici, kanka, küçük kız kardeş, abla,anne,
sevgili, psikolog…. Başka bir tanımla; mutfakta aşçı, salonda anne, dışarıda
kanka, yatakta aşifte. Ben bunu
başardığıma eminim ve eğer ben bunu yapabiliyorsam benzerini de karşımdakinden
beklerim. Neden daha azına razı olayım?
Hayatım benim için çok değerli ve benim hayatıma girecek
erkek de bunu hak edecek özelliklere sahip olmalı. Beni her yönden
doyurabilmeli., Cazibe, hoş sohbet, anlayış, kariyer, maddiyat, maneviyat…. Her
şey yerli yerinde olmalı.
Umutsuz görünen bir arayış bu. Zira en son tanıştığım ve
“işte budur” dediğim adam gururla “ben asla büyümeyeceğim” deyince, yıkılan
hayallerimin şangırtısı hala kulaklarımda.
Öte yandan yeni bir yaşam şekli oluşsa, hayatlarımızda
kokteyl yapma şansımız olsa… Lou Bega’nın şarkısı gibi “just a little bit
Monika, a little bit Rita…” J tarzında ama “just a little bit Brad, a
little bit George, a little bit Vince Vaughn….”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder