10 Haziran 2015 Çarşamba

Boş bardak



Kana kana su içtiğiniz bardağı, boşaldığı zaman kırıp atıyor musunuz yoksa sakince bir kenara koyup işinize/yolunuza devam mı ediyorsunuz?

Aynı şey ilişkiler için de geçerli.... Dolu dolu yaşanan bir ilişkinin bittiğini, içinin boşaldığını farkettiğinizde kırıp atmak mı lazım yoksa sakince bir kenara bırakıp hayatınıza devam etmek mi?

Ya tekrar susadığınızda aynı bardağa ihtiyacınız olursa? Önemli olan bardak mı kaynak mı? Kaynak kurumadıktan sonra bardak sadece bir aracı değil mi? Aynı bardağı tekrar doldurabilme ihtimali olduğu gibi, bitmeye yüz tutan ilişkileri de tazelemek mümkün değil mi? Kaynak kendi içimizde...

Hem o bardağı kırmaya çalışırken kendimizi yaralama riski de var....

Sakin kalmayı becerebilmek en büyük beceri galiba....

"Ben seviyorsam sen bahanesin" demişti şairin biri.

Aynen öyle... sevginin kaynağı kendi içimizde. Bunu paylaşmayı hakeden, gözealan hoş gelir, sefa gelir. Taşıyamayana güle güle... ama kırmadan, parçalamadan, yüzyüze bakmayı imkansız hale getirmeden...Tekrar sevebilme ihtimalini imkansız hale getirmeden...